Modern fizyoterapi uygulamaları yalnızca kas-iskelet sistemi problemlerini değil, aynı zamanda merkezi sinir sistemi ile bağlantılı fonksiyonel bozuklukları da ele alır. Son yıllarda atlas terapi (birinci boyun omuru olan C1’in manuel olarak değerlendirilmesi ve düzeltmeye yönelik teknikler), özellikle baş-boyun dengesine etki ettiği için görsel sistemle olan ilişkisi bakımından dikkat çekmektedir.

Atlas Omuru ve Görme Sistemi Bağlantısı
Atlas omuru (C1), baş ile omurga arasındaki geçiş noktasında yer alır. Bu bölgedeki duruş bozuklukları veya eklem disfonksiyonları:

Beyin sapı ve kraniyal sinirlerin işleyişini etkileyebilir.
Göz hareketlerini kontrol eden III, IV ve VI. kraniyal sinirlerin dolaylı olarak baskı altına girmesine neden olabilir.
Vestibüler sistemle birlikte denge ve görsel sabitleme mekanizmalarını bozabilir.

Bu durum; bulanık görme, çift görme, odaklanma sorunları, baş dönmesi veya oküler yorgunluk gibi belirtilerle kendini gösterebilir.

Fizyoterapinin Rolü
Fizyoterapi uygulamaları, boyun omurlarındaki mobiliteyi artırmak ve postüral dengeyi sağlamak açısından kritik rol oynar. Özellikle:

Boyun stabilizasyon egzersizleri,
Propriyoseptif eğitim,
Manuel terapi uygulamaları,
Suboksipital gevşetme teknikleri görsel sistemi etkileyebilecek sinirsel gerilimi azaltabilir.

Atlas Terapi’nin Katkısı
Atlas terapi, atlas omurunun hizalanmasını değerlendirip düzeltmeye yönelik uygulamalar içerir. Bu müdahaleler sonucunda:

Kraniyoservikal bölgedeki sinirsel iletim rahatlar,
Beyin sapı çevresindeki dolaşım artar,
Otonom sinir sisteminin regülasyonu iyileşebilir.

Bunların tümü, göz fonksiyonlarını dolaylı olarak destekleyebilir.

Klinik Gözlemler ve Deneyimler
Fizyoterapistlerin ve manuel terapistlerin gözlemlerine göre; atlas hizalaması yapılan bazı bireylerde göz yorgunluğunda azalma, odaklanma becerisinde artış ve baş ağrılarında gerileme görülmektedir. Özellikle masa başında çalışan, uzun süre ekran karşısında kalan veya boyun düzleşmesi yaşayan kişilerde bu durum daha belirgin hale gelir.

Sonuç
Atlas terapi ve fizyoterapi, doğrudan görmeyi tedavi etmese de, boyun bölgesi ile görsel sistem arasındaki dolaylı ilişki sayesinde görme kalitesini etkileyen fizyolojik faktörleri düzenleyebilir. Özellikle uzun süreli boyun ağrısı, baş dönmesi ve görsel yorgunluk yaşayan bireylerde multidisipliner bir yaklaşım büyük önem taşır.